{ "title": "Nefes Darlığı", "image": "https://www.nefesdarligi.gen.tr/images/nefes-darligi(1).jpg", "date": "21.01.2024 11:40:49", "author": "Rakika", "article": [ { "article": "
Nefes Darlığı, tıptaki adıyla,”dispne” kişinin güçlükle nefes alıp verme halidir. Kökeni; somatik yani vücutla ilgili veya ruhsaldır. Solunum ritminin azalması veya çoğalması şeklinde ortaya çıkar. Bu tür hastalar genelde bronşlar daraldığından, nefesleri yetmiyormuş gibi gelir ve hızlı hızlı nefes alıp verirler. Nefes alıp verirken bir hırıltı duyulur.

Nefes Darlığı; başka bir hastalığın etkisi olabileceği gibi kendi başına da bir hastalık olma ihtimali yüksektir.

Soğuk havalarda nefes alma güçlüğü; Astım.

Eforla artan nefes darlığı; KOAH, romatolojik hastalıklar, tiroit hormon bozukluğu, kalp hastalıkları.

Nefes yetmeme hissi; psikolojik dispne.

Geceleri artan nefes darlığı; kalp yetmezliği, astım.

Oturulunca artan nefes darlığı; akciğerde kitle riski, akut bronşit, KOAH gibi hastalıklara işarettir.

Tanı konulması için; hastanın dikkatlice hikayesinin dinlenmesi, fiziki muayenesinin yapılması, devamında akciğer solunum fonksiyon testleri, egzersiz testleri, akciğer grafileri, oksijen ve karbondioksit testleri yapılır. Bu işlemler sonunda nefes darlığının nedenleri ortaya çıkarılır. Hastalığın nedenleri; sigara kullanımı başta olmak üzere, sanayileşmenin getirdiği kirli havayı solumak, kilo almak, düzenli spor yapmamak ve çoğunlukla ağızdan nefes almayı adet haline getirmek (Bu durum önemlidir. Çünkü burun kıllarının dışarıdan alınan havayı filtre etme görevi vardır). Bu tür şikâyetleri olan kişiler genelde kronik yani uzun süreli hastalıklara yakalanmış olabileceğinden ivedi olarak tedaviye başlanmalıdır. Tedavi şekli ise; ortaya çıkan hastalığa gör değişir. Bu tür hastalıklar solunum yolları hastalığı olduklarından ilk önce hastanın şehir ortamından uzaklaştırılması gerekmektedir. Çünkü hastanın kaliteli oksijen solumaya ihtiyacı vardır. Öyle ki akciğer kanseri tanısı konmuş bir hastanın 6 ay orman köyünde yaşadıktan sonra, hastalığı tamamen yendiği gözlemlenmiştir. Dikkat edildiğinde Göğüs Hastalıkları Hastaneleri ormanlık ve havadar yerlere kurulur. Devamında bu tür hastaların özellikle sigara içiyorsa bırakması ve sigara içilen ortamlardan uzak tutulması gerekmektedir. Alerji riski olacağından, faktörler belirlenmelidir. Hastanın morali yüksek tutulmalıdır. Muhakkak grip aşısı yapılmalıdır. Hastanın yaşam alanına haşeratın girmesinin önlenmesi gerekmektedir. Odalarında toz barındıracağından dolayı halı bulunmamalıdır. Bütün bu sayılanların yanı sıra ilaç tedavisi uygulanır. İlaç olarak; solunumu rahatlatıcı bronkodilatatör, başlanmalıdır. Bu ilaç hastanın yanından ayırmaması gereken bir ilaç olup hastanın nefes daralması anında hemen uygulanması gereken bir ilaçtır. Ayrıca ağrıyı kesici ilaçlar ve iltihabı kurutucu ilaçlar verilir. Ağrı kesiciler tıkanma sonunda kan dolaşımı yavaşlar. Ağrı kesicilerin de kanı sulandırıcı etkisi olduğundan buradaki amaç biraz da olsa kan dolaşımını rahatlatmaktır. İltihap kurutucuların etkisi akciğerlerdeki partiküllerin sökülüp dışarıya atılması amacıyla hastaya verilir. Bunların yanı sıra oksijen desteği veren ve solunumu rahatlatan cihazlar kullanılabilir. Bu cihazlar hastalığın ilerleyen evrelerinde yoğun bakım ihtiyacı duyulduğunda kullanılan aletlerdir.

Bütün bu önlem ve tedavilerin sonucunda; hastanın solunumu düzelmiş, rahatlamış olabilir. Bu durum hastalık tamamen iyileşmiş anlamına gelmez. Bu tedaviler, sadece atakların ortadan kalkmasını sağlar tamamen iyileşme sağlamaz. Bu nedenle doktor tarafından tam bir iyileşme müjdesi verilmeden tedavi bırakılmamalıdır. Özellikle sigara tiryakileri atak dönemlerinde hemen sigarayı bırakır rahatlar rahatlamaz, iyileştim deyip tekrar sigaraya başlarlar. Bu çok büyük bir hatadır ama maalesef çok sık rastlanılan bir durumdur.
" } ] }